HAKKIMDA

Merhaba! Ben Diyetisyen Çağla Begüm Yıldırım. Medipol Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden 2019 yılında başarıyla mezun oldum.

Beslenme konusunda önce kendime, sonra diğer insanlara yardım etmek amacıyla büyüyünce diyetisyen olmaya karar verdim. Büyüdüm ve oldum.

Bebekliğimden gelen seçiciliğim bütün hayatımda kendini gösterdi. Her zaman tabağımda ayırt edecek bir şeyler buldum. Tabağım bitmeden kalkamadığım zamanlarda ( bu süre bazen üç saati bile buldu) bunun böyle olmaması gerektiğini düşündüm. Yiyecekleri olabildiğince uzun çiğniyor, ağzımda bekletiyor ve yutmakta zorluk çekiyordum, yemek yemek yerine masada suyumu içiyor ve bütün midemi suyla dolduruyordum.

Yakınlarım iyilik olsun diye abur cubur alıyor, arkadaşlarım kantinlerin önünden ayrılmıyor, bakkallardaki çocuklar ellerinde şeker, çikolata ve cips paketleriyle çıkıyorlardı. Üniversite son sınıfa geldiğimde fast food konusunda araştırma yapmamı sağlayan temel işte o yıllarda atılmıştı. Ben bakkala gittiğimde ise gözüme turşular ilişiyordu. Bir tane salatalık turşusu benim için bütün abur cuburlardan değerliydi. Hatta bakkal amca, ‘’ Bu kızın günlük turşusu benden, ben böyle çocuk görmedim.’’ diyerek diğer çocuklardan farkımı ortaya koyuyordu.

Hala yemeklerimi çok çiğner ve yavaş yerim. O kadar ki çocukken daha tez ne demek onu bile bilmezken ‘’fast food ve çiğneme üzerine tez yapacağım ben!’’ deyip dururdum, gerçekten de yaptım. İnsanların neden kilo aldığını ispatlayacak hem de fit kalmalarına yardım edecektim.

Benim için fit olmak önemliydi. İdeal kilomdan bir gram fazlayı kabullenemezdim. Spor yapmak güzeldi, mutlaka her okul tatilinde bir sportif faaliyete koşardım. Bu bazen yüzme bazen voleybol bazen de tenis olurdu.

Bedenimin yanı sıra ruhum da beslenmeliydi. Öyle ya, müzik de ruhun gıdasıydı. İlkokul 3. Sınıfta çalmaya başladığım keman Bilim ve Sanat Merkezi sınavlarını kazanarak orada devam etmemi sağladı. Üniversitede arkadaşlarıma mini konserler verirken kalbimin ritmi beni çocukluğuma götürürdü.

Bu mesleği o kadar çok istememe rağmen diyetisyen olmadan önce bilmediğim ve yanlış bildiğim pek çok şey varmış, diyetisyen olunca öğrendim. Mesela diyet demek çok az yemek, aç kalmak, perhiz yapmak ya da zayıflamak değil, Yunancadaki ‘’diyeta’’ kelimesinden gelen karşılığına göre ‘’denge’’ demek. Diyetisyen demek ‘’zayıflatıcı’’ demek değil, sihirbaz veya Lokman Hekim de değil, ‘’yaa şu göbek ve basenler nasıl gider?’’ci ise hiç değil. Diyetisyen demek, beslenmeyle ve sağlıkla ilgili size bütün bildiklerini aktarıp, hayatınızdaki ‘’Denge’’yi kurmaya yardımcı olan, aynı zamanda da sizi motive eden kişi demek. Diyetisyen demek tam o an, o saatte yememeniz gereken bir şeyi yiyecekken aklınıza yüzü ile ses tonu gelen ve sanki ona ihanet ediyormuş gibi hissedip vazgeçtiğiniz kişi demek.

Beslenme denilen alan çok çok geniş, adeta derya deniz… Hala da bilinmeyen ve henüz su üstüne çıkmamış dünyalar kadar şey var. Her birisi ortaya tek tek çıktıkça, diyetisyen kimliğimle en doğru şekilde öğrenip, mevcut bilgilerime katıp, tutkuyla anlatmaya devam edeceğim. Kendi adıma hedefim bu…

Bu arada fast food zararlı değil, kilo da yapmıyor ama her yiyecek gibi dozunda yenildiğinde…

Bir de çok çiğneyen kişiler daha fit oluyor bilginize…

Dengeli diyetler…

- Vermiş Olduğum Hizmetler

  • Andulasyon Teknolojisi
  • Menü Planlama ve Catering
  • Obezite ve Kilo Kontrolü
  • Emziklik Döneminde Beslenme ve Kilo Kontrolü
  • Kişiye Özel Online Diyet
  • Yeme Davranış Bozukluklarında Beslenme
  • Kurumsal Beslenme Danışmanlığı
  • Hamilelik Döneminde Beslenme ve Kilo Kontrolü
  • Sporcu Beslenmesi
  • InBody-270 ile Vücut Analizi
  • Hastalıklarda Beslenme ve Diyet Tedavisi
  • Okul Öncesi Dönem ve Ergenlik Döneminde Beslenme